Arşiv
Kosmos
Yaklaşık 1 ay önce Hayat Var’ı izlemiştim. Tek kelimeyle benzersiz bir deneyimdi. Sıkıcıydı ama yeni ufuklar açıyordu, çok bariz. Kosmos ise hem benzersiz bir deneyim hem de sürükleyici bir film.
‘Deneyim’ kelimesini bilerek seçtim çünkü bazı filmlerde ‘izleme’ kavramı yaşadığınız duygu yoğunluğunu tam olarak karşılamaz. O zaman aralığında yaşadığınız şey daha başkadır. Bir deneyimdir. Hayata dair bir şey daha öğretir o film. Sizi tecrübelendirir. Tıpkı hayatın başka bir anı gibi. Normalde bir film size hiçbir şey katmaz. Sadece eğlendirir. Farklı bir hayatın bir kesitine belli bir süre boyunca dahil olmanızı sağlar. Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse benim de kilometre taşı saydığım Avatar böyledir. Kimse o filmden çıkınca hayata bakış açısının değiştiğini söylemez (yada ben rastlamadım). Ama bazı filmler sizi etkiler, sarsar deyim yerindeyse. Bu sarsma görsel efektlerden ötürü olmaz, hayata bakışınızda yeni bir açı daha gösterdiği içindir.
Daha fazlasını oku…
2010’da Türk Sineması
Hepinizin bildiği üzere son yıllarda Türk sineması her anlamda ciddi bir atağa geçti. Bir taraftan film sayısı inanılmaz artıyor, her ne kadar çoğu saçma sapan olsa da. Diğer taraftan izlenilebilecek film sayısı da artıyor, bunların kalitesi de. Çünkü o saçma sapan filmler de film ve istemeyerek de olsa sinema sektörünü geliştiriyorlar. Bu da aralarından çıkan kaliteli filmleri arttırıyor. Diğer deyişle, ne kadar saçma sapan film çekilirse o kadar kaliteli film izleyebiliriz.
2010’un başlangıcından itibaren yeni filmlerden 5’ini izledim. Bunlardan birkaçı 2009’un fakat ben ancak fırsat yakalayabildim. Başlayalım:
Yahşi Batı
Valla açıkçası içinde Cem Yılmaz’ın olduğu filmlerden bir tek Her Şey Çok Güzel Olacak’ı beğeniyorum. Gerisini her biri başka bir sebepten olmak üzere beğenmedim. Mesela G.O.R.A.’da hiç gülmedim, keza AROG da bir iki sahne hariç çok eğrelti geldi bana. Hokkabaz’ı klasman dışı tutuyorum, ne idüğü belirsiz bir filmdir bence.
Yahşi Batı ise içlerindeki (kendi yazdıkları arasından) en iyisi bence. İyi bir film mi? Hayır. Ama bu 4 film arasında en iyisi. Yılmaz, anlatmak istediğini anlatmış bence ama hala bunu sinematografik yapamıyor. Hala TV estetiğine ve anlık şakalara yaslanıyor. Ama bunu giderek daha sinemasal hale getiriyor, tabii önünde de çok yolu var.
Ben Cem Yılmaz’ın kendi The Hangover’ını çekeceği günleri bekliyorum ve bu arada çok uzun yıllar olsa da olacakmış gibi duruyor.
Son olarak Ömer Faruk Sorak gözümden çok düştü. Sınav’dan sonra Cem Yılmaz’ı kastederek bir daha star filmi yapmayacağını açıklamıştı. Paşalar gibi yapıp, tükürdüğünü yaladı!
Oyuncular: Cem Yılmaz, Ozan Güven, Zafer Algöz, Demet Evgar, Özkan Uğur, Bünyamin Durgut, İştar Göksever, Graham Hoadly, Yılmaz Köksal – Görüntü Yönetmeni: Mirsad Heroviç – Müzik: Ozan Çolakoğlu – Senaryo: Cem Yılmaz – Yönetmen: Ömer Faruk Sorak – **
Daha fazlasını oku…
Son Yorumlar