Başlangıç > ayrımcılık, din, gezi yazısı > Annemlerle Yunanistan Turu – 3: Meteora – Kavala

Annemlerle Yunanistan Turu – 3: Meteora – Kavala

Biraz geç de olsa Yunanistan yazı dizisinin 3. ve son bölümüyle karşınızdayım. Atina’daki otelimizden sabah otobüsümüze binerek Kalambaka’ya doğru yola çıktık. Kalambaka, Selanik’in batısında, Yunanistan’ın iç bölgesinde yer alan kocaman bir düzlük olan Teselya Ovası’nın kuzey ucunda konumlanıyor. Burası, hiçbir özelliği olmayan turistik bir köy. Turistik olmasının sebebiyse hemen üstündeki kayalıkların tepelerinde yer alan Meteora Manastırları.

DSC00897Meteora kayalıklarından ilk görüntü

Kapadokya’ya hiç gitmedim ama oradaki peri bacalarının devasa hallerini düşünebilirsiniz. 300-400 metrelik oldukça sarp ve dik kayalıklar bulunuyor bu bölgede. Bu hal bile jeolojik bakımından ilgi çekiciyken, yöreyi bu kadar turistik yapan unsur bu kayaların tepelerinde konumlanan manastırlar. Bu kayalıklara tırmanmak günümüzde bile çok güçken 13. yüzyıldan itibaren kayalıklarının tepelerine manastırlar inşa edilmiş. Bunlara ulaşmak için 1980’e kadar sadece 2 yol varmış: Yukarıdan bir keşişin attığı ipe veya merdivene tırmanmak. 1980’den sonra her manastır için merdivenler oyulmuş kayalara ve bu merdivenler bile son derece dik.

İnsanın aklına gelen ilk soru, insanların bu manastırları neden yaptığı. Bunun iki cevabı var: İlki manastır düşüncesinde gizli. Rahip veya keşişler zaten manastırlarda günlük hayattan tecrit olmak ve kendilerini dine vermek için yaşıyorlar. Böylece Meteora Manastırları bu amaç için fiziken kusursuz bir yer oluyor. İkinci amaçsa Osmanlılardan yani Müslümanlardan kaçmak. Nitekim Osmanlı’nın yarımadayı fethinden sonra bu bölgedeki manastırlar hızla çoğalıyor. Birazdan bu sebebin sonuçlarını da yazacağım.

DSC00904(Roger Moore’un bedeninde) Bond’un da ziyaret ettiği Kutsal Üçlü Manastırı

Bölgede bir zamanlar 20’yi aşkın manastır varmış lakin şu anda sadece 6’sı ayakta. Dördünde erkekler kalırken ikisi kadınlar için. Bunlardan (yanlış hatırlamıyorsam) üçü de ziyarete açık. Bölgeyi popüler yapan iki unsuru da yazıp kişisel değerlendirmelerime geçeyim: İlki, bir Bond filmi. 1981 tarihli Roger Moore’lu For Your Eyes Only‘nin bir kısmı burada çekilmiş ki ben bu kısımları coğrafyayı görür görmez hatırladım. Filmde Topol’un (bkz. Fiddler on the Roof) canlandırdığı karakterin yaşadığı ev olarak kullanılmıştı, manastırlardan biri (Kutsal Üçlü Manastırı). İkincisi de Linkin Park’ın bir albümüne adını vermesi.

20131019_133906Büyük Meteora Manastırı’nda eskiden kullanılan şarap yapma mekanizması

Biz tur olarak en büyük manastır olan Büyük Meteora Manastırı’na çıktık. Otobüsten indikten sonra, merdivenlerle önce biraz inip sonra bayağı bir tırmandık. Basamaklar hafif dik olsa da çok yormuyor, 10 dakikada rahatlıkla yukarı varıyorsunuz. Rehberimiz birkaç kere manastır içinde fotoğraf çekmenin yasak olduğunu tembihlese de çekmeyen görmedim ve abartmadan ben de çektim. Manastırın ilk dikkat çeken kısmı, eski manastır yaşamını anlatan müze şeklinde tasarlanmış odalar. Buralarda kırsal hayat hakkında bir sürü eşya sergileniyor. İkinci önemli öğesi manzarası. Bütün Teselya Ovası’nı ve diğer kayalıkları yukarıdan seyrediyorsunuz. İnsan defalarca deklanşöre basmak istiyor. Hrıstiyansanız, kilisede de dua edebilirsiniz.

20131019_140542Yukarıdan Kalambaka ve ardında Teselya Ovası

DSC00915Arkamda Varlaam Manastırı’yla Büyük Meteora Manastırı’nın terasında

Sona da manastır müzesini sakladım. Burada Yunan milliyetçiliği pompalanıyor. Osmanlı zamanında  manastırda Osmanlıları katledenleri nasıl sakladıklarını ve nasıl büyük birer kahraman olduklarını ballandıra ballandıra anlatılıyor. Yunanistan’ın bağımsızlığı için nasıl savaştıklarını gayet detaylı okuyabiliyorsunuz. Tabii hepsi nefret dolu, bu yazılanların. Bir Türk olduğum için de bana bu kadar dokunmuş olabilir lakin bir insan olarak dünyanın maddi yüzünden arınmak amacıyla yapılmış bir mekanda bu kadar dünyevi şeylerin olmasını saçma ötesi buluyorum. Diğer deyişle yine dinin, politikaya alet edilmesine şahit oluyoruz. Yoksa politika uğruna dinin yaratılmasının mı demeliydim? Bunun cevabını elbet ben veremem lakin bu soru üzerinde o gece ciddi ciddi düşündüm. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi inanç sebebiyle olursa olsun o inanç üzerinden insan öldürmek, güç sahibi olmak, servet kazanmak bana son derece manasız ve çelişkili geliyor. Bu cümle, manastır müzesi için de, ülkemde dini kullanarak politika yapanlar için de, bir orman kabilesinde tanrılara adak vermek için öldürülen insanlar için de geçerli.

Velhasıl, Meteora Manastırları’ndan sonra yeniden Kalambaka’ya indik. Yukarıda da yazdığım üzere, burada otelden başka bir şey yok. Köyde biraz yürüdük, yemek yedik ama çok tatsızdı. Ertesi sabah erkenden yola çıktık. Yolumuz çok uzundu, eve dönüş günüydü çünkü. 4-5 saatlik yolculuk sonrası Kavala’ya vardık. Kavala, oldukça şirin bir sahil kasabası. Sahilde inince direkt lokantaya girdik. Şu anda (aradan kaç ay geçmesinin sebebiyle) adını unuttuğum (fakat liman yolunun başındaydı) lokantada eşsiz bir deniz ürünleri menüsü var. Türkçe menüsü de var ve hatta bazı garsonları Türkçe de konuşabiliyor. Balıkları da çok iyi ama özel balık çorbasını ısrarla tavsiye ederim.

DSC00921Tepeden Kavala şehri

20131020_153720Kavala şehri

Ardından az zamanımız olmasına rağmen, kale içine çıktım babamla. Burası tam bir Osmanlı kasabası. Salaş cafeleri ve Arnavut kaldırımları ile çok tanıdık. Tepeden de eşsiz bir Kavala manzarası var. Tam tepedeki meydanda (kalede değil) Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın (hani şu Mısır valisi olup palazlanıp Osmanlı’ya kafa tutup savaş açan kişi) evini ve heykelini de görebilirsiniz. Zaman kısıtından dolayı çabuk dolandım fakat buradaki cafelerde bir kahve içmek güzel olurdu.

20131020_154057Kavalalı Mehmet Ali Paşa Heykeli

20131020_154229Bir Kavala hatırası

Kavala çıkışında da otobüsümüz ünlü Kavala kurabiyelerini yapan Anastasia’nın fabrikasında durdu. Herkes bol bol kurabiye aldı, kutusu 5 €’ydu. Sonradan tamamen aynısını (adı hariç) Edirne’de de buldum, 15 TL’ye. Ardından da İskeçe’ye devam ettik. Burada rehberimizle ufak bir tur attık yayan. İskeçe (Xanthi), başka bir şirin kasaba. Cafelerin çokluğundan üniversiteli nüfusunun fazla olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bir cafenin adı da Friends‘e gönderme olarak Central Perk’tü, daha da sevdim kasabayı. Dar sokaklarda eski Osmanlı mimarisi örnekleri hala korunmakta.

20131020_175300İskeçe’deki Central Perk (Hani Friends‘çiler!)

Yol üzerinde son olarak Dedeağaç’ta (Aleksandropolis) durduk, çarşısında yürüdük biraz. Tipik bir kara iklimi şehrinden başka bir şey ifade etmedi bana, belki hava karardığındandır. Sonrasında da ver elini İstanbul. Bayram dönüşü trafiğe kalırız diye korkuyordum lakin İstanbul’a gece 3’te ancak vardığımızdan hiçbir trafik problemi yaşamadık.

Böylece 6 gece 5 günlük Yunanistan gezimiz sona erdi. Bu gezi, benim ilk turumdu ama beklediğim kadar kötü geçmedi. Turun en büyük avantajı açık ara, ulaşım! Oteli artık bir şekilde buluyorsunuz ama tatilde hele yurt dışında ulaşımı düşünmemek kolaylık. Diğer türlü ciddi bir zaman kaybı yaşatabiyor çünkü zaman planını siz yapamıyorsunuz. Lakin yurt dışı gezmek konusunda tecrübeli değilseniz, size yine turu öneririm. Diğer türlü interneti çok iyi kullanmanız ve en azından İngilizce’yi çok iyi bilmeniz gerek. Şahsen uzak ülkeler (belki Arjantin, vb.) hariç bir daha tur kullanmamayı düşünüyorum.

Rehberimiz Andreas’tan memnun kaldım. Bir kere konusuna hakimdi, hem Yunanistan hem de Türkiye’de yaşamanın avantajlarına sahipti. Pek hatası olmadı ki bence 7/24 insan ile uğraşan biri için başarıdır. ETS Tur’dan da genel manada memnundum. Otelleri pek beğenmesem de genel olarak sorunsuz bir turdu.

Efendim, kısa zamanda Urfa Notları’na başlayacağım ki yazacak çok şey var. Martın sonunda da Sivas’a gideceğim, yine yazıları ardından gelir. Beklemede kalın. 😀

  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. 19/02/2016, 21:20

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: