Sinema Sinema
Uzun zamandır film izleme konusunda ne kadar tembelsem, filmler hakkında yazmak konusunda daha da tembelim. O yüzden bundan sonra başlığı ‘Sinema Sinema’ olacak yazılarda izlediğim çoğunlukla yeni (bazen de eski) filmleri yazacağım. Başlıyoruz!!!!
Bilhassa Robin Wright’ın performansıyla daha da önem kazanan film, ülkemizdeki Ergenekon davası gibi büyük siyasi-makheme olaylarını yaşarken bir daha düşünmemizi öğütlüyor. Demokrasinin ne olduğunu düşünmek için harika bir fırsat.Win Win
Normal insanların normal hayatlarını filmlerine malzeme yapan Thomas McCarthy’nin son filmi; süper kahramanlar, divane aşıklar, komik şapşallar, tarihi şahsiyetler dışında da karakterler olduğunu ve biraz da gündelik hayat üzerinde kafa yormamız gerektiğini hatırlatan bir film. Vasatlık sınırlarında gezinse de 90 dakika nefes almanızı sağlıyor.
Son 20-30 yılda hızlı bir şekilde yükselişe geçen tarikatlar, sanıldığı üzere sadece ülkemizde değil tüm dünyada popülerler. Favori yönetmenlerimden Kevin Smith kökten dinci bir tarikatı merkezine aldığı bu ilk korku filminde, hem has bir filme imza atmaya çalışırken hem Hostel, Saw gibi olayın suyunu çıkaran örneklerle dalgasını geçerken hem de birkaç politik kelam ediyor. Sonuç harika olmasa da, amacına çok yaklaşmış olduğu yadsınılamaz. Üstelik film, çekim ve dağıtım süreciyle tam bir bağımsız film.
Thor
Shakespeare kelamları eden bir süper kahraman görmek, açıkçası baştan sizi soğutuyor. Film, eğlence açısından fena değil ama Marvel işin içini iyice boşaltıyor. İlk Iron Man filmini bu stüdyo mu çekti, fena halde şüphe içerisindeyim. Natelie Portman da kesinlikle ticari iş yapmamalı, berbat oynuyor.
También la Iluvia (Even the Rain)
Kapitalizmi yeren insanların kapitalist olması kadar ironik bir durum yok şu dünyada. Bunu gerçekten bilmeden yapanlardan söz ediyorum tabii. Filmde, İspanya’nın ilk Güney Amerika seferinde yerli halkı nasıl köleleştirdiğini belgesele aktarmak isteyen bir film ekibinin, o yerli halkı nasıl köleleştirdiğini izliyoruz. Bunun yanında modern görünmek adına halka ait doğal kaynakları yabancılara satan yerel hükümet de cabası. Hiç bunun Türkiye izdüşümlerinden bahsetmeyeceğim, çıkamayız. 2011’de Yabancı Dil’de Oscar adayı olan bu yapım, sert eleştirisi için bile izlenmeli ki film de gayet iyi.
Crazy, Stupid, Love
Bu özgün romantik soslu komedi, harika kadrosu (Steve Carrell, Julianne Moore, Ryan Gosling, Emma Stone, Merisa Tomei, Kevin Bacon), dürüst senaryosu ve başarılı rejisiyle yılın parlak Hollywood yapımlarından oluyor. Lakin elde kaçırılmış bir fırsat var. Muhafazarkarlaşan ve klişeleşen ikinci yarısıyla izlenip geçilecek bir filme dönüşüyor. Halbuki 2011’in klasik komedisi olabilirdi!
-
12/02/2012, 23:292012 Oscar Adayları Yorumları « Artun'un Karalama Defteri
Son Yorumlar