Arşiv
Sinema Sinema #4
One Day
Anne Hartaway ve Jim Sturgess’li bu romantik film, kendini çok önemsemesinin kurbanı oluyor. Bir çiftin 20 yıllık inişli çıkışlı ilişkilerini göstermeye çalışan film, sonuçta hiçbir şey gösteremiyor. Bir-iki ufak gösterişi ve yerinde bir oyuncu kadrosu dışında gayet de sıkıcı. Oysa ki eldeki fırsat iyi değerlendirilse, tadından yenmeyebilirdi.
The Hangover Part II
İlk filmde, kahkaha atmaktan oturamayanlar, filmin orjinalliği ve sıra dışı küstahlılığını sevmişlerdi. Belki bekarlığa veda gecesi komedisi fikri çok orjinal değildi ama bunu bu kadar hesaplı ve hınzır yapana ilk defa rastlanıyordu. Öyle bir deneyimden sonra, aynı olayların Bangkok versiyonlarını izlemek komik olsa da aşağıcı. Çünkü ilk filmin zekasına hayran olanlar burada o zekanın pırıltısını göremiyor. Harrika bir yemeği belki defalarca yersiniz ama aynı tarife sahip olup farklı malzemeden yapılanı yemek istemezsiniz. Bunun adı dolandırıcılıktır çünkü!
Daha fazlasını oku…
Iron Man 2
Mayıs ayıyla birlikte büyük stüdyolar kozlarını yine teker teker çıkarmaya başlıyor. Mayıs ayı içerisinden üç büyük bütçeli aksiyon filmi izleyeceğiz ki bunlardan ilki bugün izlediğim Iron Man 2.
İlk filmi bu blogta da yazdığım gibi bayağı beğenmiştim. Çünkü gayet eğlendiriciydi ve kendi içinde tutarlıydı ama belki de daha önemlisi kendi olmayı başarıyordu. Kendine has bir hava yaratmayı başarmıştı.
Sırf bu yüzden bile devam filmi, ikinci filmin gerisinde kalıyor. İlk ve biraz da haklı bir davranış olarak selefinin gölgesinde kalıyor. Bununla da kalmayarak diğer süper kahraman filmleri gibi ‘kahramanın kendiyle hesaplaşması’ kozunu oynuyor, hikayeyi derinleştirmek uğruna. Lakin bu hamle ciddi bir dezavantaj haline geliyor, seyirciyi sıkmaktan başka bir işlev taşımıyor. Bunların da üstüne, çok ciddi bir senaryo hatasına düşüyor: Şipşak çözüm. Film boyunca Tony Stark’ın karşılaştığı tüm sorunlar tek hamlede çözülüveriyor, neredeyse çabalamadan. Aniden ortaya bir manyak mı çıktı, hemen Iron Man olunup işi bitirilir. Birisi sizi mi suçluyor herkesin önünde, şaklabanlık yapılarak rakip kepaze hale getiriverilir.
Daha fazlasını oku…
Iron Man
2008 blockbuster dönemini açmış bulunuyoruz. Doğal olarak bu yıl da süper kahraman filmleri listede çoğunluğu oluşturuyor. Efekt teknolojisi hünerlerini geliştirdikçe de daha çok kahramanı perdede izleyeceğiz. Marvel de durumu çakmış ki kendi stüdyosunu kurmuş artık. Major şirketlere bağlı olmadan yılda 2 tane süper kahraman filmi çekecekmiş. Hayırlısı. İşte bu gelişmenin ilk kanıtını dün büyük perdede izledim. Eğer Marvel hep bu çizgide gidecekse gerçekten çok sevindirici bir gelişme. Iron Mançok kaliteli bir eğlencelik. Seyri zor bulunur örneklerden üstelik.
Türkiye’de çizgi roman alışkanlığı olmamasından ötürü Iron Man’i okumadım. Ama sinemaya ve biraz çizgi roman kültürüne olan ilgim sebebiyle Iron Man adını duydum ama hiçbir zaman hikayesini öğrenecek kadar ileri gitmedim. Film sebebiyle onu da tanımış oldum. Howard Hughes’un modelinde dahi mühendis, para babası ve çapkın sıfatlarını bir arada bulunduran normal(!) bir insan. Aslında hafif idealize edilmiş bir erkek modeli. Efendim, bu silah tüccarı kişilik, Afganistan dağlarında son marifetini tanıtırken terörist bir grup tarafından kaçırılır. Silah yapması rica edilirken, o işi abartır ve zırhtan bir silah yapar ve kaçar. Tahminler doğru tabii, o zırh Iron Man oluyor.
Ben izlerken çok keyif aldım. Öncelikle sıkmıyor, klişelere pek başvurmuyor ve zeki hamleleri var. Oyuncu kadrosu pek hoş. Başka nerede Robert Downey Jr. ile Jeff Bridges’i karşılıklı göreceksiniz? Efektler sarkmıyor ve en önemlisi abartıya başvurmuyor. Böylece Iron Man, benim için bu kulvarın en kaliteleri olan X-Men ile Hulk arasına katılıyor.
Ayrıca Marvel bu gidişle bize jenerik izleme alışkanlığı kazandıracağa benziyor. X-Men 3’te olduğu gibi 20 saniyelik son sahne yine jenerik sonuna konmuş. Hoş fikir valla
Oyuncular: Robert Downey Jr., Terrence Howard, Jeff Bridges, Gwyneth Paltrow, Leslie Bibb, Shaun Toub, Faran Tahir – Görüntü Yönetmeni: Matthew Libatique – Müzik: Ramin Djawadi – Senaryo: Mark Fergus, Hawk Ostby, Art Marcum, Matt Holloway (Stan Lee, Don Heck, Larry Lieber, Jack Kirby’nin karakterlerinden) – Yönetmen: Jon Favreau
Son Yorumlar