Başlangıç > gece hayatı, konser, mekan > Bir Jehan Barbur Konseri

Bir Jehan Barbur Konseri

Bu sezon konserlere daha fazla ağırlık vermeye başladım. 2 ay içindeki 4. konserime dün gece gittim. Aslında sevdiğim şarkıcılara gitmeyi hep isterdim ya, insan kendine çeşitli engeller koymayı başarıyor. Bu sezon da kendi önümdeki engelleri kaldırmaya karar verdim. Bu sayede bayram tatlısı niyetine Jehan Barbur konserine gittim.

Jehan Barbur’u ben ne yazık ki geç keşfettim. İkinci albümü Hayat’tan sonra dinleme olanağı bulabildim. Sonra hep canlı dinlemek istedim ama değindiğim soyut engeller yüzünden olamadı. Derken 1 ay önce 3. albümü Sarı çıktı ve doğal olarak konser sayısı bir anda yükseldi. Ben de dün Beyoğlu Mask’ta verdiği konseri yakalayabildim.

Jehan’ın en çarpıcı özelliği inanılmaz sesi. Hem duru hem çarpıcı hem de büyüleyici. İlk duyduğumda kendime “Bu kim ki böyle bir sesi olabilir?” demiştim. Enfes bir ses yapısı var ve bu sayede söylediği her şey daha da güzelleşiyor. Ayrıca bu sesi terbiye için hiç eğitim almadığını da ekleyeyim.

Tür olarak caza yakın pop yapıyor diyebilirim. Caz denilebilir rahatlıkla ama klasik caz yapmıyor. Genelde söylediği slow şarkılar, caz yapısından çok popa yakın. Tabii arka plandaki bas ve perdesiz gitarlar yüzünden caz altyapısı hissediliyor. Bilhassa konserde bunu daha rahat anlıyorsunuz.

Şarkılarının hemen hepsi kendine ait. Son albümünde sadece yine harika yorumladığı Bülent Ortaçgil’in Dalyan’ı var. Ayrıca son albümde benim gibi sinefilleri mest edecek bir şarkı var: Ömer Kavur’un başyapıtlarından (bir gün özel bir yazı kaleme almak istediğim) Kırık Bir Aşk Hikayesi‘ne ait Cahit Berkay imzalı temaya söz yazıp söylemiş; muazzam olmuş.

Konsere gelecek olursak, gittiğim en iyi konserlerden biriydi desem abartmam. Çok eğlendim, bolca dans ettim. Bağıra çağıra eşlik ettim kendisine. Zaten yapı gereği Jehan, yerinde duramıyor. Hemen dibindeki rakısından bir yudum alıp şarkının içine giriyor resmen. Zaten o muazzam sesi canlı dinlemek apayrı bir duygu, yaşamanız gerek. 2 saatlik konserde, üç albümden de parçalar seslendirdi. Ayrıca Ortaçgil’in artık popüler olmuş Eylül Akşamı’nı ile yine Ortaçgil’in (benim Bulutsuzluk Özlemi versiyonuna hayran olduğum) Normal’ini seslendirdi. Hele Normal’de yaptığı mesh-up’ı görmeniz/yaşamanız lazım, enfes bir performanstı. Zaten arkasında başta Cenk Erdoğan ve (Okan Bayülgen’in Makine’sinde bas çalan) Murat Çapur olmak üzere gayet kaliteli müzisyenler çalıyor.

Biraz da Mask’tan bahsedersek, klasik bar konseri konseptinde olduğunu belirteyim. Herkes ayakta, küçük masalar ve bar kenarı yaslanmak için müsait. Bira 12 TL (Bomonti var!). Gayet de havadardı.

Ben inanılmaz keyif aldım. Öyle ki öbür ay bir daha gideceğim kesin. 21 Kasım’da Kadıköy Livane ve 28 Kasım’da Ghetto’da çıkacak. Benden söylemesi, defalarca yaşanır bu performans.

Not: Fotoğrafları ben çektiğimden kaliteleri berbat.

  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: