Başlangıç > yıl değerlendirmesi > 2015 Değerlendirmesi

2015 Değerlendirmesi

Yıl sonunun en güzel şeyi, kesinlikle geriye dönüp kişinin kendisini veya başka bir şeyi (filmleri, şarkıları, haberleri, vs.) sorgulamaya imkân tanıması. Ama ben 2015’e baktığımda zaten yılımın sorgulamayla geçtiğini gördüm. Çok yakın arkadaşlarım biliyor ki oldukça saçma fikirler üzerinde haftalarca kafa yorduğum oldu. Bunun en bariz sebebi, rutinden sıkılmamdı. Zaten kendimdeki bu özelliği ilk defa 2007’de fark etmiştim ama tabii gençlik zamanında rutini daha kolay kırabiliyorsunuz. Karar alıp gerçekleştirmek daha basit oluyor. Oysaki 30’a adım attığınızda garip bir şekilde iş değişiyor ki bunu, kendisini az çok tanıdığından evlilik gibi stabil bir kurumdan devamlı imtina eden biri olarak söylüyorum. 30’lu yaşlar mı psikolojik olarak bu duruma sokuyor, yoksa gerçekten biyolojik saat tıkır tıkır işliyor mu, tam emin olamıyorum. Lâkin 2015’i genel bir rehavet içinde geçirdiğim, bir gerçektir.

Bu durumda olan da sadece ben değilim. Çevreme baktığımda genel olarak herkesin şu soruyu sorduğunu görüyorum: “Nereye gidiyorum?” Tabii bunda giderek kötüleşen politik durumumuz, ha battı ha batacak denilen ekonomimiz, tüm Orta Doğu’daki savaş da etkili. Bu yıl iki ciddi seçim geçirdik ve ülkede adı konmamış bir iç savaş hızlanarak devam ediyor. filmhafizasi.com’da yayınlanan Özcan Alper röportajımda yazdığı gibi insanların; bırakın diğer insanlara, ölülerine tahammülleri yok! Bir anne, kızının ölüsünü buzdolabında günlerce saklamak zorunda bırakılıyorsa ve ülkedeki diğer vatandaşlar, bunun ne kadar vahim bir durum olduğunu idrak edemiyorlarsa kelimeler gerçek manada kifayetsiz kalıyor. Okkalı bir küfür savuruyorsunuz ama o küfür de böğrünüzde saplanıp kalıyor.

2015 gerçekten garip bir yıldı. Mesela hayatımın en keyifli günlerinden biriydi, fiyotları gezdiğim gün. O kadar huzurlu ve dingindi ki… Dünyanın saf ve gerçek hâliydi, gördüğüm. Kirletilmemiş, insan eli değmemiş,… O an, şunun farkındaydım: Evet, dünyanın çoğu yerinde insanlar ölüyordu, ihanete uğruyordu, acı çekiyordu. Lâkin böyle bir yer de vardı ve içimdeki umut büyüdü. 4 gün sonra Gebze’de sanayi içindeki ofisimde pinekliyecektim ama bu güzellikte yaşayan insanlar hep olacaktı ve bu, beni mutlu hissettirdi. Bu kadar kötülüğün içinde ufak da olsa güzelliğin barınabilmesi içimi ısıttı. Lakin Metin Altıok’un yıllar evvel yazdığı gibi bu, havı dökülmüş bir sevinçti.

2015 yılında dünyayı bir şekilde değiştirecek bir sürü olaya/icada/kavrama tanık olduk. Paris’te gerçekleşen iki olay, bu yıla tamamen damga vurdu: Yıl başındaki Charlie Hebdo saldırısından sonra, geçen ay da tüyler ürpertici terörist saldırılara şahit olduk. Şahsi fikrim, dünyanın çeşitli yerlerinde her ay buna benzer bir sürü olay yaşanırken Paris’tekilerin biraz fazla göze sokulduğu yönünde. Tanzanya’da öldürüler çocuk, can değil mi? Ya da Cizre’de oyun oynarken ölen? Roboski’de silah seslerini oyun sanan? Sur’da devlet yüzünden sokağa çıkamayan? Diğer bir açıdan bu iki olay, önümüzdeki yıllarda Avrupa politikasını etkileyecektir. Mülteci krizinin tavan yaptığı bir yıla gelmesi de oldukça manidardır. Avrupa’yı, oldukça gerilimli yıllar bekliyor ve bu süreç, ne yazık ki en çok bizi etkileyecek. Şimdiden “savaşın herkesi günün birinde mutlaka yutacağı” gerçeği dillendiriyor. Bunu yaşayarak öğreneceğiz.

Geçen hafta katıldığım Kutlukhan Kutlu’nun polisiye atölyesinde, Kutluk ilginç bir alıntı yaptı: Ünlü filozof Slavoj Zizek’in birkaç yıl önce bir makalesinde “artık geleneksel kahramanların varolamayacağını, çünkü sistemin her bakımdan çok güçlü olduğunu ama Assange ve Snowden gibi sistemin kirli noktalarını ifşa edenlerin, 21. yüzyılın yeni ve gerçek kahramanları kabul edilmesi gerektiğini” yazdığını söyledi. Sizce de çok ilginç ama doğruluk payı da oldukça yüksek bir bakış açısı değil mi? Buna göre Can Dündar’ı yeni kahramanımız olarak görmeli miyiz? Bu yılın flaş dizisi Mr. Robot da zaten bunu anlatmıyor muydu? (Dikkat spoiler!!!) Dizinin kahramanının şizofren olması, kahraman olmanın önünde ne derece engeldir? Yoksa artık tüm kahramanlarımız dört dörtlük olmayacak mıdır (misal, beyaz atlı prens), arızalı insanlar da kahraman olabilir mi?

Kafamda tüm bu sorular dönüp dururken insansız hava araçları (drone), 3D yazıcılar, sürücüsüz araç teknolojileri ve uzay yolculuğu üzerine yönelik artan umutlar da 2015’in -bizde olmasa da- çok konuşulan konularıydı. Suriye’de insanların kafaları vahşice kesilmeye devam edilirken diğer taraftan insanlığın 22. yüzyıla hazırlanmaları ne kadar ironik, değil mi? Ya ülkemizin ısrarla yerinde sayması? Yine bu yıl kaybettiğimiz Yaşar Kemal, İnce Memed ve  İnce Memed 2‘de Türk toplumunun sosyolojik yapısını harikulade bir şekilde çıkarmışken biz nasıl ve neden bir arpa boyu yol gidemiyoruz? Neden ısrarla Amerika’yı yeniden keşfetmek istiyoruz? Bu kadar mı benciliz?

Okuduğunuz üzere 2015 benim adıma, başlı başına bir sorgulama yılıydı. Genelde sorgulamak, incelemek ve sonunda da sorunu çözmek iyidir. Böylece daha ileriye gidersin, aşama kaydedersin. Lakin ben ilerlediğimden emin değilim, sanki hep yerimde sayıyorum ve sorgulamak bir eziyete dönüşüyor. Bitmeyen, sonu olmayan bir merdiveni çıkıyorum sanki. Ama her basamak beni daha yükseğe çıkarsa da yoruyor da ve gittikçe sanki daha tükeniyorum, bu tükenişin bir ödülü olmayacak gibime de geliyor. İşte böyle anlarda devreye küçük şeyler giriyor. Sarmaşık (2015) gibi harika bir filmi seyretmek ve çıkışta Kadıköy sokaklarında zevkten sarhoş misali yürümek (yüzde salak bir gülümseyiş de cabası); gittiğim İncesaz konserinde Oya Küçümen’in âniden sahneye çıkması ve çocukluğumun şarkısı Bana Bir Masal Anlat Baba‘yı söylemesi; arkadaşlarla içmek, üstelik öylesine keyiflenmek ki “Hayat hep böyle olsun ya!” diye çığırmak (videosu mevcuttur 🙂 ), tatil planı yapmak (2016 ve hatta 2017 için çok acayip planlarım var); bir saniye olsun huzuru yaşamak,… Hayat her şeye rağmen yaşamaya değer!

Son sözü Kral’a bırakalım mı? Yeni yılda daha az konuşup daha çok iş yapmaya, var mısınız? Hadi bakalım! Başarı, sevgi ve samimiyet hep sizinle olsun!!!

Kategoriler:yıl değerlendirmesi
  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: