Rush

Normalde Ron Howard’ı sevmem. Kaliteli gözüken şık filmlere imza atan memur Hollywood yönetmenlerinden biridir. Elindeki malzemeden kaliteli bir iş çıkarsa da, malzemenin değişik ve estetik olmasına değil, nasıl daha çok izlenebileceğine kafa yorar. John Nash’i anlattığı A Beautiful Mind, Nixon’un karizmayı çizdirişini resmettiği Frost/Nixon ve bir uzay epiği olarak lansedilen (ama çoktan unutulan) Apollo 13 en bilinen ve ödüllü işleridir.

RUSH

Bu filmografiye sahip birinin senenin en iyi filmlerinden birini imzaladığını görmek açıkçası şaşırtıcı. Rush uzaktan bakınca, belki yine fazla bir yenilik barındırmadığı aşikar olsa da; bakir bir alt tür olan araba yarışı aksiyonunda yapılan baştan salma ve fazlasıyla popülist filmlerin arasından bir başyapıt edasıyla yükseliyor.

70’lerin Formula 1 dünyasına adını yazdırmış iki ismi merkeze alıyor filmimiz: Niki Lauda ve James Hunt. Lauda, tipik Alman ırkı özelliklerine sahip olarak disiplinli, dakik, işinin ehli, detaycı ama asosyal, somurtkan ve itici. Diğer yandan bir İngiliz olan Hunt; başına buyruk, karizmatik, yakışıklı, risk almayı seven, adrenalin deposu ama disiplinsiz, savruk ve bencil. Filmin en başarılı özelliği tüm iskeleti, bu iki zıt insanın karakter özelliklerinin üzerine kurmuş olması. Aksiyon sahnelerinden, dramatik sahnelere kadar her şey bu amansız çelişki üzerine inşa edilmiş. Dolayısıyla altı dolu olunca her sahne anlam kazanıyor. Normalde aksiyon filmi olması bile bunu engellemiyor, hatta tam tersi filmin hızını da kalitesini de arttırıyor.

rush

Senaryonun diğer bir erdemi de, bu çelişkinin bir tarafını seçmemesi. Yani iki tarafa da objektif bakabilmesi. Hayatın iki ayrı kutbu olarak görünse de aslında birbirini tamamlayan özelliklere sahip olan Lauda ve Hunt’ın eylemleri, izleyicilerin hayatı sorgulamasına da yol açıyor. Sayısal değerler mi yoksa pratik mi daha önemlidir? Disiplin mi daha elzemdir, keyif mi? Bir birey olarak hayatın çeşitli zamanlarında aklımıza takılan bu ve benzeri soruları ardı ardına soruyor ve örneklerini de gayet güzel önümüze sunuyor Rush. Ama yapmadığı şey, cevaplarını vermesi. Çünkü işin o kısmı bireye kalıyor ve Rush bu önemli detayı da, gözümüze sokmadan veriyor. Peter Morgan’ın harika senaryosu bu yüzden takdiri hak ediyor.

Ron Howard da bu güzelim senaryoyu layığıyla yönetiyor. İki ana karakterin oyuncu seçimi çok yerinde. Hunt’ta aksiyon oyuncusu Chris Hemsworth, hiç sırıtmadan oynuyor. Lauda’da ise sevilen Alman aktör Daniel Brühl resmen döktürüyor (Oscar adaylığı gelebilir). 70’lerin dönem dokusu, harika bir sanat yönetmenliğiyle (Oscar adaylığı kesin) elde edilmiş. Makyaj çalışması göz doldurucu (başka bir kesin Oscar adaylığı). Hans Zimmer imzalı müzikler ve Anthony Dod Mantle’ın aksiyon sahnelerinde adrenalini devamlı arttıran görüntüleri de takdir edilesi (iki Oscar adaylığı daha?). Kısacası sinemanın tüm nimetlerini öykü için sarf eden bir yönetmeni de alkışlamamak olanaksız.

rush-lauda-hunt-real-life

Gerçek Lauda ve Hunt!

Ayrıca hasbelkader otomotiv sektöründe çalışan sinemasever bir mühendis olarak teknik detayların da son derece tutarlı olduğunu belirtmem gerek. Lauda’nın arabasını kendi imal ediş sahnesini ağzım kulaklarımda izledim. Ağırlık azaltma, malzeme seçimi, süspansiyon, motor  ve güvenlik konuları layığıyla irdelenmiş. Bilhassa filmin başlarında Lauda’nın eşiyle tanıştığı sahnede NVH (titreşim ve gürültü) ile ilgili vurgular harikulade. Hemen ardından güvenli sürüş ve sürüş taktikleri üzerine süper bir sahne var. Mühendislerin de ayrı bir keyif alacağını söylemem gerek.

Rush, önümüzdeki ödül sezonunda adını sıklıkla duyacağınız bir film olacak. Yılın en iyi filmlerinden biri olmasının yanında araba yarışı türünde mini bir başyapıt olabilecek kumaşa sahip.

  1. Henüz yorum yapılmamış.
  1. No trackbacks yet.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: