Hayattan Notlar
- Son birkaç aydır kendim ve bireyin kendi yapısı hakkında çok düşünüyorum. Geçenlerde bir arkadaşımla yazışırken kullandığım tabiri buraya da geçirmek istiyorum: Bireyin girdiği bunalım/kötü hal/vs. aslında kendinden kaynaklanır ama bir başkası sebep olmuş gibi görünür. Tıpkı bundan 20-30 yıl önce dişi kırdığı zannedilen pirinç taşı gibi. Bireyin bu ümitsizliğinin kaynağı kendi içindedir ve üçüncü kişi sadece o ümitsizliğin açığa çıkmasını sağlar. Çoğunlukla da tüm bunlara da sebep olduğu düşünülen üçüncü kişi suçlanır. Halbuki onun tek suçu o zaman diliminde bireyin hayatına girmek ve yanlışlıkla yada bilerek bireyin zayıf bölgesini bulmaktır.
- Aynı zamanda, bireyin içinde bulunduğu zor durumdan (bunalım, vs.) çıkmasının yolu yine kendi içindedir. Başka kişilerde, yerlerde aranılan çıkış yolu, çoğunlukla plasebo etkisi yaratacaktır ve bireyin sorunlarını kendi içine atıp üzerini kapamasına sebep olacaktır. İşte, ondan sonra da başka bir üçüncü kişi umulmadık bir yerde/zamanda o sorunları yeniden ortaya çıkaracaktır.
- Bir süre önce hayattan ümidini kesmiş biriyle konuşuyordum. (kendisine duyduğum saygıdan ötürü bu ümitsizliğin sebebini anlatmayacağım) Ona dedim ki, “Hayattan ümidini kesmemelisin, kendin için savaşmalısın!”. Kendisi de bana “Ümidim yok!” dedi. “Ümit içinde!” dedim. Şaka yollu “Bana büyüteç versene, bulamıyorum!” dedi. Ben de “Senin büyütece gereğin yok! İçine iyice bak, bulacaksın!” dedim.
- Hayatta sorununuz ne olursa olsun, bunu müessebebi de sizsiniz, çözecek anahtarı olan da sizsiniz. Üçüncü kişiler size ya yardım eder ya da köstek olurlar ama ne tamamen soruna sebep olurlar ne de tamamen çözebilirler.
- Geçen hafta gittiğim Büyük Ustalar (Great Masters) sergisinde de aslında bunun bir tezahürü vardı. Da Vinci, Raphael ve Michalengeo’unu hayatları ve yapıtlarını özetleyen sergi, bireyin kendi başına ne gibi sorunların üstesinden gelebileceğinin en önemli örneklerinden. Yani Da Vinci’nin kendi devrinde ne kadar çok alana el attığını görmek, yaptıklarına 21. yüzyılda bile şaşırabilmek sizi düşünmeye sevk ediyor, ister istemez.
- Galiba her şeye rağmen, bireyin normal hayatına dönebilmesini sağlayan faktörlerden biri de hobileri, sevdiği şeyler. Mesela bugün zihnen çok yorucu bir gün yaşıyordum, gerçekten kötü bir zamandan geçtiğimi düşünüyorum. Neyse, işten çıkarken aylık sinema dergimin geldiğini gördüm. Elime aldığımda tüm kara bulutlar bir anda dağıldı. Tabii bu, tüm sorunlarınız çözmüyor. 😀 (Keşke!) Ama sizin bir zaman dilimi olsun nefes almanızı sağlıyor ve savaşmanıza yarayacak enerjiyi sağlıyor. Onun için bir hobi edinin mutlaka! Göstermelik olmasın, kendiniz için olsun.
Yorumlar (0)
Trackbacks (0)
Yorum bırakın
Geri İzleme
Son Yorumlar