Babama
Her çocuk gibi ben de babama bir sürü soru sorardım. Çoğunluğu oldukça saçmaydı, bunlara nasıl dayandığını bilemiyorum. 😀 Ama içlerinden bazıları kaliteliymiş, yıllar sonra düşününce bile nasıl aklıma geldiğini sorgularım. Bunlardan ilki “İlk insan ne zaman ve nasıl ortaya çıkmıştır?” sorusu ki babamın buna cevabı ve sonrasındaki düşüncelerim apayrı bir yazı konusudur, belki bir gün yazarım.
En çok aklımda olan ikincisi ise şuydu: “Baba, çocuklar canları acıdığında, mesela düştüklerinde, neden ‘Baba!!!!!!!!’ diye değil de ‘Anne!!!!!!!!’ diye bağırırlar?” Babam, bu oldukça garip soruya, çocukların anneleriyle bebekliklerinde ve anne karnında daha fazla zaman geçirdiklerinden onlara hem fiziken hem de bilinçaltlarında daha fazla bağlı olduklarını söyleyerek cevap vermişti. Gayet şık bir cevap!
Evet, annelerimiz hepimiz için daha yakındır. Bunun da altında biyolojik ve psikolojik etmenler yatması mantıklıdır. Lakin bir oğlan çocuğunun gözünde babasının, ilk kahramanı olması da bir diğer tartışılmaz gerçektir. “Benim babam her şeyi yapar!” önermesi yaş arttıkça etkisini kaybetse de onun size verdiklerinin kıymeti ve önemi yadsınamaz. Bazılarımız kimi zaman ona kızmış, nefret etmiş hatta ilişkisini kesmiş de olsa (benim hayatımda böyle bir dönem olmaması böyle baba-çocuk ilişkilerin de hayatın gerçeklerinden biri olmadığını göstermez) bilinçaltında da olsa onun yeri her zaman en üsttedir.
Geçtiğimiz aylarda yakın bir arkadaşımla dertleşirken, bana uzun zamandır görmediği ve konuşmadığı babasının cenazesine giderken, aslında hayatı boyunca babasına layık olabilmek için eylemlerde bulunduğunu fark ettiğini söylemişti. Bu söylediği beni bayağı düşündürtmüştü. Hayata ne kadar farklı bakarsak bakalım, ne hatalar yapılmış olursa olsun o kişi, yine de babamızdır.
Benim babamla hiç büyük bir kavgam olmadı, hiç küs de olmadık. Beni her zaman desteklemiştir, benim hep daha iyi bir insan olmam için uğraşmıştır. O fiziken yanımda olmasa da, onun bana destek veren gölgesini hep yanımda hissetmişimdir. Bu da ben mevcudiyetimi kaybedene kadar sürecektir.
Gece bu yazıyı kafamda oluşturmaya başladığımda, ‘babalık’ durumuyla ilgili bir şarkı düşündüm. Birden fazla şarkının bana babamı hatırlattığını ama bana annemi hatırlatan hiç şarkı bulunmadığını fark ettim. Galiba babalığın, öne geçtiği nadir yerlerden biri. Size bana babamı hatırlatan şarkılardan en güzelini paylaşacağım. Sözlerini de aşağıda Türkçe’ye çevirdim.
Tüm babaların Babalar Günü’nü en güzel dileklerimle kutlarım.
Cat Stevens – Father and Son / Baba ve Oğul
Father / Baba
It’s not time to make a change, / Değişiklik yapmak için iyi bir zaman değil,
Just relax, take it easy. / Rahatla biraz, sakin ol.
You’re still young, that’s your fault, / Daha gençsin, senin hatan bu,
There’s so much you have to know. / Bilmek zorunda olduğun daha çok şey var.
Find a girl, settle down, / Bir kız bul, yerleş,
If you want you can marry. / İstersen onunla evlenebilirsin de.
Look at me, I am old, but I’m happy. / Bana bak bir, yaşlıyım ama mutluyum
I was once like you are now, and I know that it’s not easy, / Ben de bir zamanlar senin gibiydim ve bunun kolay olmadığını da biliyorum,
To be calm when you’ve found something going on. / Bir şeylerin olup bittiğini fark edip de sakin olmanın.
But take your time, think a lot, / Ama zaman ver, iyice düşün,
Why, think of everything you’ve got. / Sahip olduğun her şey hakkında.
For you will still be here tomorrow, but your dreams may not. / Çünkü yarın sen yine burada olacaksın ama düşüncelerin olmayabilir.
Son / Oğul
How can I try to explain, when I do he turns away again. / Nasıl açıklayabilirim ki sana, her çalıştığımda bana sırtını dönüyorsun.
It’s always been the same, same old story. / Her zaman da böyleydi, eski hikaye.
From the moment I could talk I was ordered to listen. / Konuşmaya başladığımdan itibaren dinlemem şart koşuldu.
Now there’s a way and I know that I have to go away. / Şimdi bir yol var ve bu da gitmem gerektiği.
I know I have to go. / Gitmem gerektiğinin farkındayım.
Father / Baba
It’s not time to make a change, / Değişiklik yapmak için iyi bir zaman değil,
Just relax, take it slowly. / Rahatla biraz, ağırdan al.
You’re still young, that’s your fault, / Daha gençsin, senin hatan bu,
There’s so much you have to know. / Bilmek zorunda olduğun daha çok şey var.
Find a girl, settle down, / Bir kız bul, yerleş,
If you want you can marry. / İstersen onunla evlenebilirsin de.
Look at me, I am old, but I’m happy. / Bana bak bir, yaşlıyım ama mutluyum
Son / Oğul
All the times that I cried, keeping all the things I knew inside, / Ağladığım tüm o zamanlar, bildiğim şeyleri içimde tutmak,
It’s hard, but it’s harder to ignore it. / Zordu ama onları yok saymak zorlaşıyor.
If they were right, I’d agree, but it’s them you know not me. / Haklı olsalardı kabul ederdim, ama onlar kendilerini tanıyor, beni değil.
Now there’s a way and I know that I have to go away. / Şimdi bir yol var ve bu da gitmem gerektiği.
I know I have to go. / Gitmem gerektiğinin farkındayım.
Artun’cuğum ne güzel bir yazı yazmışsın, eline sağlık. Hakikaten babalık durumu değerlendirmen ve senin baban tam da senin anlattığın gibi. Tanrı sizi birbirinize bağışlasın. Sena ve babana sevgi ve selamlarımı gönderiyorum…